İlk Arsa Deneyimim: Hayalimdeki Yeri Bulana Kadar Geçen 6 Ay
Bir hayalin peşinde başlayan arayış, sabırla geçen altı ay ve sonunda gerçek bir başlangıç…
Hayatım boyunca doğayla iç içe bir yaşam kurma hayalim vardı.
Şehrin temposu, artan kiralar, kalabalık siteler… Bir noktadan sonra dedim ki:
“Artık kendi yerimi bulmalıyım.”
İşte o cümleyle başladı ilk arsa maceram.
Her şey internette gördüğüm bir ilanla değil, içimde büyüyen bir özlemle başladı.
İlk Araştırmalar: Her Şey Gibi Bu Da Karmakarışık
Başlarda hiçbir şey bilmiyordum.
“İmarsız arsa”, “hisseli tapu”, “kooperatif parseli”, “tarla vasfı” gibi terimler
bana tamamen yabancıydı.
İlk üç hafta boyunca sadece YouTube videoları ve forumlar arasında kayboldum.
Herkes farklı bir şey söylüyordu.
Biri “denize yakın olsun” diyordu, diğeri “önemli olan altyapıdır” diyordu.
Benim için en zoru, gerçek bilgiyle pazarlama cümlesini ayırt etmekti.
İlk Geziler: Hayal Kırıklığıyla Karışık Heyecan
İlk gördüğüm arsa tam bir hayal kırıklığıydı.
Fotoğraflarda yemyeşil bir alan görünüyordu ama gerçekte eğimli, taşlık bir tepeydi.
Üstelik elektrik direkleri bile uzaktaydı.
Sonra bir başka ilan ilgimi çekti — “Köy içinde, suyu hazır, 450 m².”
Gittiğimde gerçekten güzeldi ama imar durumu belirsizdi.
Satıcı, “yakında imar gelecek” dedi.
Yakında… Bu kelimeyi çok duydum o aylarda.
Tapu Dairesinde İlk Gerçek Ders
Bir emlakçıyla görüştüğümde bana “müstakil tapulu” dediği yeri
tapuda sorgulattım.
Meğer 5 hisseliymiş.
Yani o 400 metrekarelik arsanın beş kişiye bölünmüş bir ortak tapusu vardı.
O an anladım ki, arsa almak kağıt üstü değil, araştırma işidir.
Tapu kayıtlarını e-Devlet’ten ve belediyeden kendim kontrol etmeyi o gün öğrendim.
O bilgi, bana belki yüz binlerce lira kaybı engelledi.
Üçüncü Ay: Vazgeçmek Üzereydim
Üçüncü ayın sonunda neredeyse pes etmiştim.
Gördüğüm her yer ya hisseliydi, ya çok uzak, ya da bütçemin üzerindeydi.
Her hafta sonu farklı bir köy geziyordum.
Araba kiralayıp kilometrelerce yol yaptım.
Arkadaşlarım “sen bu işin peşini bırak” demeye başlamıştı.
Ama içimde bir his vardı: “O yeri bulacağım.”
Beşinci Ay: Gerçek Arsamı Buldum
Bir sabah sosyal medyada küçük bir emlak hesabında ilan gördüm:
“Köy merkezine 800 metre, imarlı, 520 m², tapusu hazır.”
Hemen aradım, arabaya atlayıp gittim.
Güneşli bir gündü, toprak yolu geçip manzarayı gördüğümde
kalbim hızla çarpmaya başladı.
Uzakta zeytinlikler, aşağıda bir dere, çevrede sessizlik…
O an içimden bir ses “işte burası” dedi.
Bu kez resmi evrakları önce inceledim, tapu kayıtlarını doğruladım,
belediyeye imar durumu sordum. Her şey temizdi.
Altıncı ayın sonunda kendi yerimi bulmuştum.
Yeni Başlangıcın İlk Adımı
İlk kazmayı vurduğumuzda toprağın kokusu bana şehirde unuttuğum şeyleri hatırlattı.
Sabah kahvesini bahçede içmek, akşam yıldızlara bakmak, sessizlikte düşünmek…
Artık her hafta sonu oradayım.
Evin temelleri yavaş yavaş yükseliyor.
Henüz tam yerleşmedim ama şunu biliyorum:
6 ay süren arayış, bir ömürlük huzurun kapısını açtı.
Bu Süreci Yaşayacaklara Küçük Tavsiyeler
- Her ilanı değil, resmî evrakı inceleyin.
- Mutlaka imar durum belgesi alın.
- Tapuda hisseli mi, müstakil mi öğrenin.
- Arsayı sadece gündüz değil, gece de ziyaret edin — ortamı hissedin.
- En önemlisi, sabırlı olun. Doğru yer sizi bekliyor.
Benim için 6 ay sürdü ama sonunda her şeye değdi.
Çünkü artık bir yerim var ve o yer bana “ev” gibi hissettiriyor.