İlk Arsasını Alanların Ortak Hataları: Gerçek Hikayelerden Dersler
Gerçek yatırımcı hikayelerinden derlenmiştir.
Arsa yatırımı, son yıllarda Türkiye’nin her köşesinde büyük bir ilgi görüyor. Ancak ilk kez arsa alan birçok kişi, heyecanla yaptığı küçük hatalar nedeniyle hem zaman hem de maddi kayıplar yaşayabiliyor. Bu yazıda, farklı şehirlerdeki gerçek kullanıcı deneyimlerinden yola çıkarak en sık yapılan hataları ve bu hatalardan nasıl kaçınılabileceğini anlatıyoruz.
1. İlan Fotoğraflarına Aldanmak – Ayşe’nin Foça Serüveni
İzmir’de yaşayan 32 yaşındaki Ayşe D., sosyal medyada gördüğü “deniz manzaralı arsa” ilanına hayran kaldı. Satıcıyla kısa bir telefon görüşmesinin ardından kapora gönderdi, ancak arsanın yanına ilk kez gittiğinde büyük bir şok yaşadı. Meğer manzara, sadece 10 metrelik bir tepenin üstünden görülüyordu ve arsa, tarım alanı statüsündeydi.
Ayşe bugün, “Bir haritayı bile incelemeden ödeme yaptım. Uydu görüntüsünü açmak bile bana binlerce lira kazandırabilirdi” diyor.
2. Tapu Türünü Sorgulamamak – Ali Bey’in Bilecik Macerası
İstanbul’da memur olarak çalışan Ali Bey, emeklilik hayali için Bilecik’ten uygun fiyatlı bir arsa satın aldı. Ancak tapuda “hisseli tarla” yazdığını, yapı ruhsatı almak istediğinde fark etti. Arsayı paylaştığı diğer 7 hissedardan biri yurt dışında yaşadığı için hiçbir işlem yapamıyor, dolayısıyla arsa üzerinde hiçbir inşaat yapılamıyordu.
Ali Bey, “Köy kahvesinde öğrendim ki bu tür arsalar yıllarca bekler. Tek başına hareket edemiyorsun” diyor.
3. Ulaşımı Göz Ardı Etmek – Elif ve Kerem’in Muğla Hayali
Yeni evli çift Elif ve Kerem, Muğla’da doğayla iç içe bir yaşam hayali kurarak köy yolunda bir arsa aldı. Ancak kış geldiğinde yollar çamurla kapanınca araçlarıyla eve ulaşamadılar. Üstelik elektrik hattı sadece ana yolda vardı, suyu ise tankerle taşımak zorunda kaldılar.
Kerem yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Manzara çok güzeldi ama altyapı olmadan doğa romantizmi bir haftada bitiyor.”
4. İmar Durumunu Doğru Anlamamak – Murat’ın İstanbul Macerası
Murat T., İstanbul çevresinde “imar gelecek” söylentileriyle 2022 yılında bir arsa aldı. Ancak imar planı değişmediği gibi bölge “tarımsal koruma alanı” ilan edildi. Arsa değeri iki yılda neredeyse yarıya düştü.
“Bir belediye çalışanına danışsaydım, bana 10 dakikada söylerdi. Ama sosyal medyada herkes ‘birazdan imar geliyor’ diyordu.” diyor Murat, yaşadığı tecrübeden ders çıkararak.
5. Belgeleri Kontrol Etmemek – Selma Hanım’ın Konya Hikayesi
Emekli öğretmen Selma Hanım, Konya’da aldığı arsayı beş yıl sonra satmak istediğinde tapuda “tarla vasfında” kayıtlı olduğunu fark etti. Satın aldığı dönemdeki satıcı, “imar işlemi tamamlandı” demişti, ancak herhangi bir resmi belge yoktu. Sonuç: beş yıl boyunca ne ev yapabildi ne de satabildi.
6. Aracıya Güvenip Sözleşme Yapmamak – Okan’ın Ankara Deneyimi
34 yaşındaki Okan, “tanıdık” aracılığıyla Ankara Gölbaşı’ndan bir arsa aldı. Tapu devri yapılmadan ödeme yaptığı için satıcı ortadan kayboldu. Hukuki süreç iki yıldır sürüyor. “Bir dekont değil, noter sözleşmesi hayat kurtarırmış” diyor Okan bugün.
7. Uzun Vadeli Değerlenmeyi Hesaplamamak
Birçok ilk yatırımcı, arsayı “hemen prim yapacak” beklentisiyle alıyor. Ancak gerçek hikayeler, bu sürecin 5 ila 10 yıl arasında değişebileceğini gösteriyor. Örneğin, Balıkesir Edremit’teki Deniz K., arsasını dört yıl önce 400 bin TL’ye aldı. Bugün hâlâ aynı fiyat civarında. “Zamanlama da, bölge seçimi kadar önemliymiş” diyor.
Sonuç: Her Arsanın Bir Hikayesi Var
Bu hikayelerden anlaşılıyor ki, arsa yatırımı sabır, bilgi ve doğru danışmanlık gerektiriyor. Uydu görüntüsü incelemek, tapu kayıtlarını e-devlet üzerinden sorgulamak, belediyeden imar durumunu öğrenmek ve noter onaylı sözleşme yapmak — küçük gibi görünen adımlar ama büyük hataları önlüyor.
Unutmayın: her arsa bir fırsat olabilir, ama her fırsat doğru araştırmayla değer kazanır.