Küçük Bir Parsel, Büyük Bir Mutluluk: Kendi Toprağımda Yeni Bir Hayat
Bir dönüm bile olmayan bir arazinin, bir insanın hayatında ne kadar büyük değişimler yaratabileceğini kim tahmin edebilirdi?
Yıllardır şehirde yaşıyordum. Beton duvarlar arasında sıkışmış, hafta sonlarını dört gözle bekleyen biriydim.
Bir sabah işe giderken trafikte tıkanıp kalınca içimden şu cümle geçti:
“Bu hayatı değil, kendi hayatımı yaşamak istiyorum.”
O an fark ettim ki, bir parça toprağa sahip olmak aslında özgürlük demekti.
Bir Hayal, Bir Arayış
İlk başta büyük düşünüyordum. Deniz kenarında, manzaralı, geniş bir arsa…
Ama araştırdıkça fark ettim ki, önemli olan metrekare değil;
o toprağın size hissettirdikleri.
Böylece rotamı daha küçük ama huzurlu yerlere çevirdim.
İlan sitelerinde vakit geçirdim, köy kahvelerinde insanlarla konuştum,
hafta sonu arabayla onlarca kilometre yaptım.
Karar Anı: Kalbimin Attığı Yerde Durmak
Bir gün, şehirden iki saat uzaklıkta bir köyde küçük bir parsel gördüm.
420 metrekarelik, etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili bir yerdi.
Yanından dere geçiyor, sabahları kuş sesleri yankılanıyordu.
O kadar sade, o kadar doğal bir güzelliği vardı ki…
“İşte aradığım yer burası.” dedim içimden.
Fiyatı da ulaşılabilir düzeydeydi. Tapu temizdi, imar dışında kalmasına rağmen
köy yerleşik alanına çok yakındı. Tereddüt etmeden aldım.
Toprağa Dokunmak: Ruhun Şifası
İlk gün elimde eldivenlerle toprağı kazdım.
Şehirde yıllarca bilgisayar klavyesine dokunan ellerim,
ilk kez toprakla buluştuğunda hissettiğim huzuru tarif edemem.
Küçük bir bostan yaptım, domates ve biber ektim.
Her sabah suladım, büyüdüklerini gördüm.
Şunu anladım:
Toprağa emek verdiğinde, o da sana huzur veriyor.
Beklenmedik Mutluluklar
Bu küçük parsel bana sadece toprak değil, dostluk da kazandırdı.
Komşularım kendi ürettikleri zeytinyağını getirdi, ben onlara domates verdim.
Akşamları birlikte çay içip sohbet ettik.
Bir gün biri bana “senin toprağın küçük ama enerjisi büyük” dedi.
Sanırım o cümle, bütün bu yolculuğun özeti oldu.
Yeni Bir Hayatın Başlangıcı
Şimdi haftanın üç günü köyde, kalan günleri şehirde geçiriyorum.
Küçük parselime bir tiny house koydum.
Sabahları kendi yetiştirdiğim domatesle kahvaltı yapıyorum,
akşamları gün batımını izliyorum.
Artık “tatil” kavramı hayatımdan çıktı.
Çünkü her gün yaşadığım hayat tatil gibi geliyor.
Benim Gibi Düşünenlere Küçük Bir Tavsiye
- Toprak büyüklüğüne değil, konumuna ve hissine bakın.
- Her detayı araştırın ama kalbiniz “evet” diyorsa durmayın.
- Küçük başlayın; büyük mutluluklar genellikle küçük adımlarla gelir.
- Ve unutmayın: Toprak, sabredenleri hep ödüllendirir.