Tiny House Kurmak Sandığımdan Daha Zor Çıktı
“Küçük ev, büyük hayal” diyerek başlayan bir maceranın, gerçekte neler getirdiğini anlatan deneyim yazısı.
Her şey sosyal medyada gördüğüm o minik, sevimli evlerle başladı.
Bir Tiny House alır, doğaya kaçar, hafta sonlarını huzur içinde geçiririm diye düşündüm.
Ne var ki, işin içine girince anladım: Tiny House kurmak sanıldığı kadar kolay değilmiş.
İlk Adım: Yer Seçimi Hayal Ettim Gibi Olmadı
Tiny House hayaliyle ilk yaptığım şey uygun bir arsa aramak oldu.
“Nasıl olsa tekerlekli, her yere koyabilirim” sanıyordum.
Oysa mevzuat bambaşka.
Tekerlekli bile olsa bazı bölgelerde Tiny House yerleştirmek için
imar izni veya belediye onayı gerekebiliyor.
İmarsız arsa bulduğumda sevindim ama oraya elektrik çekmek, su bağlatmak tam bir maratondu.
Tiny House Satın Almak Kolay, Kurmak Değil
Piyasada Tiny House üreten çok sayıda firma var.
Ancak fiyat farkları inanılmaz: aynı ölçüde iki ev arasında neredeyse iki kat fark olabiliyor.
Ben de orta sınıf bir model tercih ettim.
Teslimat günü geldiğinde evim kamyonla getirildi, vinçle arsaya indirildi.
İşte o an sandım ki “tamam, oldu bu iş.”
Ama daha yeni başlıyormuşum.
Evin altına beton zemin yapılmamıştı, yağmur sonrası yer hafif kaydı.
Elektrik bağlantısını yaptırmak için üç farklı usta geldi,
her biri ayrı fiyat söyledi. Küçük evin büyük sorunları başlamıştı.
Altyapı: En Zor Kısım
Elektrik, su, foseptik sistemi…
Her biri ayrı bir planlama gerektiriyor.
Tiny House üreticileri genelde “taşınabilir” diye altyapıdan sorumluluk almıyor.
Su deposu kurmak zorunda kaldım.
Foseptik için özel bir mini sistem satın aldım.
Yaklaşık 50 metrelik elektrik hattı çekildi.
Toplamda altyapı masrafı evin yüzde 30’u kadar tuttu.
O an anladım, Tiny House sadece “küçük ev” değil, büyük planlama işiymiş.
Yaşam Alanı: Az Eşya, Çok Düzen
Evin içine yerleşmek bambaşka bir süreçti.
İlk birkaç gün “bu kadar küçük alanda yaşanmaz” dedim.
Ancak zamanla minimalist yaşamın güzelliğini fark ettim.
Dolapları modüler yaptırdım, yatak altını depoya çevirdim.
Eşyaları azaltınca ev nefes aldı.
Artık sabahları kahvemi içip pencereyi açtığımda,
küçük alanın içinde büyük bir huzur hissediyorum.
Tiny House’un Gizli Gerçekleri
- Bakım masrafları sanıldığından yüksek.
Ahşap dış cephe yılda bir bakım istiyor. - Kışın ısınmak zor. Küçük alan ama izolasyon önemli.
- Taşınabilirlik teoride var ama pratikte kolay değil.
Her taşıma yeni bir nakliye masrafı demek.
Yani, bu evler “özgürlük” sunuyor evet,
ama bir o kadar da sorumluluk gerektiriyor.
Sonuç: Küçük Ev, Büyük Deneyim
Bugün dönüp baktığımda, Tiny House kurmak bana çok şey öğretti.
Sabır, planlama, doğayla uyum içinde yaşama sanatı…
Bazen fırtınada çatının sesini dinliyorum, bazen yağmur sonrası toprağın kokusunu.
Hatalar yaptım ama hiçbirinden pişman değilim.
Çünkü bu ev, sadece bir yapı değil;
özgürlüğün, denge arayışının ve sade yaşamın sembolü oldu benim için.